Atmosferdeki sera gazı birikimi arttıkça, yaşanan uzun vadeli küresel sıcaklık artışı da artacak ve iklim sisteminde kalıcı etkiler devam edecektir.
KÜRESEL YANMA
Nasıl ki evinizin bir odası yanmaya başlamış ise evdeki diğer sorunlar odadaki yangın sönene kadar önemini kaybeder ise yaşam alanımız olan dünyamızda yanıyor maalesef.
5 milyar yıldır düzenini bozmadan hem güneş etrafında hem de kendi etrafında dönen, binlerce canlıya ev sahipliği yapan dünyamız ısınıyor ve bu ısınmanın sebebi insan, daha doğrusu insandaki endüstriyel gelişim.
1750 ve sonrasında kömürle çalışan makineleri ve gemileri icat eden, sonrasında petrolü kullanmaya başlayan insanoğlu bir yandan havaya saldığı sera gazları ile diğer taraftan yok ettiği bitki örtüsü ile beş milyar yıldır var olan düzeni 100 yılda bozmuştur.
2023 yılında ortalama küresel sıcaklık artışı 1,45 ± 0,12 °C üzerinde gerçekleşti. 2024 yılı dünya tarihinde şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıl oldu, ortalama sıcaklıktaki artış 1,6 °C oldu. Böylece Paris Anlaşması'nın kritik eşiği olan 1,5 °C sınırı geçildi.
Dünya genelinde ortalama yüzey sıcaklığı, son 150 yılda 1,6 °C arasında artış göstermiştir. 2100 yılına kadar hazırlanan senaryolar da sıcaklık artışının 4 °C ye kadar artması beklenmektedir. İşte bu değişikliklerin etkilerine küresel ısınma diyoruz.
Isınma falan değil aslında, yanıyoruz işte bal gibi.
Atmosferdeki sera gazı birikimi arttıkça, yaşanan uzun vadeli küresel sıcaklık artışı da artacak ve iklim sisteminde kalıcı etkiler devam edecektir. Biz artık fark etmeye başladığımız küresel ısınma önümüzdeki dönemde dünyamızı nasıl değiştirecek, hep beraber bir bakalım:
Sıcaklık Artışı ve Aşırı Hava Olayları:
Son on yıldır fark ettiğimiz gibi sıcaklıklar her sene artacak. Daha uzun ve yoğun sıcak hava dalgaları yaşamaya başlayacağız. Her sene haberlerde rekor sıcaklık günleri göreceğiz. Kışları kar yağışı azaldı zaten ama artık daha ılık kış günleri yaşayacağız.
Yağış Düzeni ve Su Döngüsü:
Ülkemizde dahil birçok Akdeniz ülkesinde her yıl kuraklık riski artacak. Yağışların yağma aralığı açılacak, Sağanak yağışlar daha yoğun olup sel ve taşkın riski her yıl artacak. Kar yağışı azalacak, kar yerine daha fazla yağmur yağacak.
Deniz Seviyesi Yükselmesi:
Buzulların erimesi ve okyanusların ısınarak genleşmesi sonucu bu yüzyıl sonunda denizlerin 0,3–1 metre arası yükselmesi beklenilmekte doğal olarak ülkemizin kıyı şehirlerinde sel ve kıyı erozyonu artacaktır.
Eko sistemlerde olacak değişiklikler:
Hayvanların göç yolları ve üreme dönemleri değişmeye başlayacak. Karadeniz'de sardalya sürüleri gezmeye başladı mesela. Canlıların yer değiştirmesi artacak, karada, denizde ve havada farklı canlıları görmeye başlayacağız. Ortalama sıcaklıklar arttıkça uyum sağlayan zararlı böcekler daha geniş alanlara yayılacak, daha fazla zarar verecekler.
Tarım ve Gıda Güvenliği:
Sıcaklık değişiklikleri ve iklimde ki farklılıklar su kaynaklarını ve tarımsal üretimi etkileyecek, bir çok üründe verim kayıpları ve rekolte de azalmalar başlayacak, ürünlerin ekilmesi ve hasat dönemleri değişecek. Özellikle hububat üretimi çok etkilenecek, ürünler tarlada olgunlaşırken dikkatsizliğe bağlı yangınlar artacaktır.
Şimdi diyorsunuz ki, iyi güzel yazıyorsun da biz ne yapalım, küresel ısınma gibi devasa bir olaya karşı biz ne yapabiliriz ki?
Nasıl ki insan oğlu yüz yılda binlerce yanlışı bir araya getirerek beş milyar yıldır rotasında giden dünyayı rotasından çıkarmış ise bugünde milyarlarca insan binlerce doğruyu bir araya getirerek rotasına çevirmemiz lazım.
Bireysel olarak minnacık gelen tedbirler hep beraber alınınca kocaman olmaktadır. Üstelik millet olarak tedbirlerimizi alırken şirketlerin, sermaye sahiplerinin ve devlet kurumlarımızın da daha büyük tedbirleri alması için teşvik etmemiz lazım.
Küresel ısınmanın etkilerinin azaltılması için neler yapılabilir, hangi tedbirler ile bu etkiler azaltılabilir bir de ona bakalım.
Temiz enerji dönüşümü sağlamalıyız.
Atmosferi kirleten enerji yöntemlerini terk edip yenilenebilir enerji sistemlerine dönmemiz lazım. Bunun içinde Devletimiz güneş, rüzgar ve sudan üretilen alternatif enerji sistemlerini teşvik etmeli, alt yapı çalışmalarını artırmalı, şirketler ve sermaye alternatif enerji şebeke modernizasyonlarına ağırlık vermeli, bizlerde güneş paneli ve enerji tasarruf cihazları kullanımını artırmalı ve enerji kullanmayı öğrenmeliyiz.
Karbon salınımının azaltılmasını sağlamalıyız.
Kullandığımız alet edevat ile atmosfere salınan zehirli gazları azalmamız lazım. Bunun için Devlet ve millet el ele verip bireysel taşıt kullanımını azaltmamız, toplu taşıma araçlarını kullanmamız, kısa mesafeler için bisiklet kullanımını artırmamız lazım.
Aşırı su kullanımını engellemeliyiz.
En önemli tedbirlerden birisi su kaynaklarına yönelik tedbirler olacaktır. Küresel ısınma şu kaynaklarımızı hızla azaltmaktadır. Devletimiz havza bazlı sulama planı, yeraltı suyu kotası, basınçlı sulama sistemlerinin desteklenmesi ve teşviki gibi tedbirleri almaktadır. Bizlerde tarımsal sulamada vahşi sulamadan vazgeçmeli , binalarımıza yağmur suyu toplama ve kullanma sistemleri kurmalıyız. Suyun önemini ve değerini kavramalı, su tasarrufu sağlayacak, musluklarda tasarruf aparatı gibi tedbirleri almalıyız.
Tarımsal üretimde değişime hazırlanmalıyız.
Küresel ısınma üretimin tamamı doğada olduğu için en çabuk tarımsal üretimi etkiliyor. İlk olarak mutlaka vahşi sulamayı terk etmeli basınçlı sulama sistemleri kurmalıyız, kuraklığa dayanıklı tohum kullanımı ve üretimini artırmamız ve bu konuda ARGE çalışmalarına da ağırlık vermemiz lazım. Tüketiciler olarak mevsiminde ve yerel ürün tüketmeli, israfın her türlüsünü terk etmeliyiz.
Eğitim ve Farkındalık sağlamalıyız.
Sorunu çözebilmek için öncelikli olarak sorunu fark etmemiz gerekmektedir. Bu farkındalığı sağlamak için okullara iklim ve enerji dersleri konulmalı, kurumlarda ve şirketlerde çalışanlara küresel ısınma eğitimi verilmeli, iklim değişikliği ve tedbirler konusunda bilgilendirme ve bilinçlenmeyi sağlamalıyız.
Unutmayalım başka bir dünyamız yok, ya gelecek nesillerimize yaşanabilir bir dünya bırakacağız yada hep beraber yok olacağız...