Kestel Belediyesi Park Bahçeler Müdürü Ali Cebeci Yazdı: Üç Ülke, Üç Model; Türkiye, İtalya ve Hollanda Süs Bitkileri Sektörlerine Karşılaştırmalı Bir Bakış
Üç Ülke, Üç Model:
Türkiye, İtalya ve Hollanda Süs Bitkileri Sektörüne Bakış
Süs bitkileri sektörü, yalnızca estetik bir alan değil; aynı zamanda ekonomik, kültürel ve çevresel boyutları olan güçlü bir tarımsal üretim koludur. Türkiye, İtalya ve Hollanda gibi üç farklı coğrafyada gelişen süs bitkileri sektörleri, birbirinden öğrenilecek pek çok model ve uygulama barındırıyor. Bu yazımda, bu üç ülkenin üretim yapısı, pazarlama stratejileri ve organizasyon modelleri açısından benzerliklerini ve farklarını ele almaya çalışacağım.
Üretim Yapısı: İklimin ve Bilginin Gücü
Hollanda, dünyanın en büyük süs bitkileri üreticisi ve ihracatçısı olarak, sektörde bilgi, teknoloji ve planlamanın nasıl verimli sonuçlar doğurduğunun canlı örneğidir. Sera teknolojileri, otomasyon sistemleri ve özel ıslah çalışmalarıyla üretim sürekli optimize ediliyor. Hollanda'nın en büyük üretim gücü, küçük arazilerde yüksek verim elde etme modelini başarıyla uygulamasıdır.
İtalya, özellikle Toskana, Ligurya gibi orta-kuzey bölgelerinde yoğunlaşan üretimiyle dikkat çeker. İtalya’da üretim daha çok açık alanda yapılmakta olup, iklime dayalı çeşitlilik ön plana çıkar. Estetik ve form açısından bitki kalitesi çok yüksektir. Aile işletmeleriyle başlayan üretim, zamanla kooperatifleşme ve bölgesel kümelenme gibi örgütlenmelerle kurumsallaşmıştır.
Türkiye ise üretim yapısı bakımından hâlâ gelişim sürecindedir. Bursa, Antalya, Yalova, Sakarya ve İzmir gibi merkezlerde yoğunlaşan süs bitkileri üretimi, açık alanda ve seralarda yapılmaktadır. Özellikle dış mekân süs bitkileri alanında potansiyelimiz büyük olsa da teknik bilgi, sertifikalı üretim ve planlı organizasyon eksiklikleri hissedilmektedir.
Pazarlama: Kooperatif mi, Komisyoncu mu?
Hollanda, dünyada süs bitkilerinin satış ve dağıtım üssü konumundaki Aalsmeer Çiçek Müzayedesi ile örnek bir pazarlama sistemine sahiptir. Üretici kooperatifleri aracılığıyla tüm süreçler planlanır ve küresel pazarlara erişim kolaylaşır. Elektronik açık artırmalar, hızlı lojistik ve yüksek fiyat kontrolü üretici lehine işler.
İtalya’da ise kooperatifler önemli rol oynar. Üreticiler, satış birlikleri ve bölgesel pazarlama organizasyonları altında birleşerek iç ve dış piyasaya güçlü şekilde ulaşır. Ayrıca, estetik ve tasarım odaklı üretim, İtalyan süs bitkilerinin özellikle peyzaj projelerinde tercih edilmesini sağlar.
Türkiye’de pazarlama daha çok aracılar ve komisyoncular üzerinden yürür. Üretici ile nihai alıcı arasında çok sayıda aktör bulunması, üreticinin kar oranını azaltmakta ve piyasada belirsizlik yaratmaktadır. Kooperatifleşme zayıf, dış ticaret organizasyonu ise sınırlıdır. Yine de son yıllarda Kestel Süs Bitkileri Kooperatifi gibi bazı üretici kooperatiflerinin etkinliği, ihracata dönük çabalar ve yurtdışı fuar katılımlarında artış dikkat çekmektedir.
Organizasyon ve Destek Modelleri: Devlet, Akademi ve Sektör El Ele mi?
Hollanda’da sektör, devlet desteği, araştırma enstitüleri (Wageningen Üniversitesi gibi), üretici birlikleri ve özel sektör arasında güçlü bir iş birliğine dayanır. Kamu-özel sektör-üniversite üçgeni, AR-GE’den ihracata kadar her alanda işbirliği içindedir. Bu da sürekli bir inovasyon sağlar ve sektörde küresel liderliği beraberinde getirir.
İtalya, benzer şekilde tarım ve süs bitkileri politikalarını yerel yönetimlerle birlikte planlayan bir yapıya sahiptir. Bölgeler kendi markalarını ve ürün çeşitliliklerini oluştururken, devlet destekleri ve kırsal kalkınma fonları üretimi güçlendirir.
Türkiye’de ise organizasyon yapısı henüz kurumsallaşmamıştır. Yalova, Sakarya, Bursa gibi il bazında başarılı örnekler bulunsa da, genel olarak sektördeki koordinasyon zayıftır. Eğitim, sertifikasyon, ihracat stratejisi ve örgütlenme gibi konularda ulusal bir vizyona ihtiyacımız bulunmaktadır. Ancak Erasmus+, IPARD ve TKDK gibi programlar yeni fırsatlar sunmaktadır.
Türkiye İçin Yol Haritası Ne Olmalı?
Türkiye, süs bitkileri üretiminde doğal koşullar ve çeşitlilik açısından avantajlı konumda. Ancak sürdürülebilir bir büyüme için Hollanda’nın bilimsel planlamasını, İtalya’nın bölgesel organizasyon gücünü örnek alacak bir strateji geliştirmek zorundadır. Kooperatifleşme, ihracat odaklı üretim planlaması, uluslararası sertifikasyon ve markalaşma bu alandaki en öncelikli hedefler olabilir.
Avrupa ile bilgi ve deneyim paylaşımına açık, eğitim odaklı ve yenilikçi bir süs bitkileri sektörü oluşturmak, Türkiye’nin küresel pazarda daha güçlü bir oyuncu olmasının anahtarı olacaktır.
Ülkemizde süs bitkisi üretimine ilişkin sorunların çözümü ve sektörün gelişimi için önerilerimi sıralamam gerekirse;
• Sektör için kalifiye eleman yetiştirecek meslek lisesi, halk eğitim merkezi vb. kurumlardan faydalanmak için plan ve programlar oluşturulmalıdır.
• Atıl durumda bulunan hazine arazileri uzun süreli süs bitkisi üretimleri için kiralanmalıdır.
• Süs bitkisi ürün çeşitliliği sağlanmalıdır.
• Finansman desteği için düşük faizli ve uzun vadeli tarımsal kredi olanakları artırılmalıdır.
• Yurt içi ve yurt dışı fuarlara katılmak isteyen işletmelere ilave destekler verilmelidir.
• Süs Bitkileri üretiminde KDV oranları düşürülmelidir.
• Bakanlık desteklemelerinde havza bazlı model geliştirilerek, destek oranları ürün miktarına göre belirlenmelidir.
• Sözleşmeli üretim modeli geliştirilmelidir.
• Ülke bazında süs bitkileri üretim planlamaları yapılmalıdır.
• Dış mekân süs bitkilerinde yerli çeşit sayısının azlığı sebebiyle doğal ve endemik bitki türlerinin kültüre alınıp, süs bitkisi olarak sektöre kazandırılmalıdır.