YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN KOYUNCULUK
Geçen hafta bir köy kahvesinde, elinde bastonuyla oturan yaşlı bir çobanla sohbet ettim. “Eskiden sürülerimiz dağları doldururdu,” dedi, “şimdi ise ağıllarda bile göremiyoruz.” Gözleri geçmişin yorgunluğunu taşıyordu ama gönlü dağları aşacak kadar coşkundu.
Gezdiğim köylerde o coşkun yüreklerden çokça görüyorum fakat gençlerde pek nadir rastlıyorum. Denk geldiklerimde de ”heves” görüyor olsam da pek “bilinç” görmüyorum. bilhassa koyunculuk “birkaç koyun alıp işe başlamakla” sürdürülebilecek bir faaliyet değildir. Bu iş, plan ister, bilgi ister, sabır ister.
Önceleri koyunlar sürüler halinde asıl mesleği çobanlık olanlar tarafından yetiştirilirdi. Günümüzde parası için değil aynı zamanda çobanlık mesleğini öğrenmemiş insanların hobi faaliyeti amacıyla da yetiştiriliyor. Yazılı ve görsel medya da çıkan koyunculuk haberleri insanlarda, “yatırımını yap, anında mislini kazan” algısı oluşturuyor. Madalyonun diğer yüzü ise bambaşka. Küçükbaş hayvancılık sanıldığı kadar kolay değildir. Sadece hayvanları değil; araziyi, yemi, sağlığı, finans ve pazar faaliyetlerini birlikte yönetmektir. Aksi halde emek verirsiniz ama karşılığını alamazsınız. Uzun yıllar çeşitli bölgelerde hayvancılık işletme ziyaretleri yapan veteriner hekim olarak, koyunculuğa başlamayı düşünen herkes için adım adım ne yapılması gerektiğini sade ve bütüncül yaklaşımla anlatmak istedim. Amacım, hem hevesli yatırımcıları hayal kırıklığından korumak hem de bu işe gerçekten gönül verenlere bir nebze olsun katkı sağlamaktır.
1. Ne Üretmek İstediğinize Karar Verin
Koyun yetiştiriciliği deyince herkesin aklına farklı şeyler gelir: Kimi et, kimi süt, kimi damızlık üretmeyi hedefler. Örneğin, Merinos, Kıvırcık, Bafra, Dorper, Suffolk, Alman Siyah Kafa ve Akkaraman gibi ırklar et verimi için uygundur; Sakız, İvesi, Lacaune ve Doğu Friz ırkları ise süt üretimiyle öne çıkar. Öncelikle neyi hedeflediğimizi netleştirelim ki, çünkü ırk seçiminiz barınak düzeninden beslemeye kadar tüm sistemi etkiler.
2. Yer Seçimi ve İklim Uyumuna Dikkat Edin
Yatırımcılar bölgenin iklimini, suya erişim (kuyu, dere ve şebeke), taşkın ve sel riski durumu ve mera potansiyelini dikkate almadan işletme kuruyor. Örnek vererek izah edersek daha açıklayıcı olacağını sanıyorum;
· Şanlıurfa’da planlanan bir işletmeyle, Balıkesir’deki bir işletmenin mera ve iklim şartları aynı değildir.
· Morkaraman koyunları Doğu Anadolu’nun sert kışlarına uyum sağlarken, Kıvırcık koyunları Trakya’nın ılıman ikliminde daha verimli olur.
· Aydın’da yüksek nem nedeniyle ayak çürüklüğü sık rastlanırken, Konya’da bu problemi pek yaşanmaz.
3. Irk Seçimi: "Sürü Kaderdir"
Her ırkın avantajı ve zaafı vardır. Örneğin; Akkaraman ırkı dayanıklı ama süt verimi düşüktür. Merinos ırkı ise et kalitesi yüksektir ama ayak hastalıklarına yatkınlığı yüksektir. Yanlış ırk seçimi, uzun vadede verim ve kârlılığı düşürür. Eğer meraya dayalı bir sistem kuracaksanız, yerli ırklar daha dayanıklıdır. Yoğun bakım yapabileceğiniz bir sistem kuruyorsanız, Ile de France ve Suffolk gibi kültür ırkları tercih edilebilir. Karma sistemlerde ise melezleme stratejileri uygulanabilir.
4. Barınaklar İhtiyaca Göre Olmalı
Koyunlar doğaları gereği açık havaya dayanıklıdır. Ancak kuzulama döneminde sıcak, kuru, hava akımı iyi ve korunaklı alanlara ihtiyaç duyarlar. Örnek: 100 baş koyun için en az 150 m², kuzulu koyun için ise 200-250 m² kapalı alan, 500 m² açık padok yani güneşlenme alanı önerilir. Ağılın yerleşimi rüzgâr yönü dikkate alınarak yapılmalı, taban drenajı sağlanmalıdır.
5. Mera ve Yem Planlaması Şart
Meraya çıkmak yem giderini %40 azaltır. Sürüyü doyuracak mera yetersizse, her yıl kışlık ot, saman ve silaj depolanmalıdır. Bir koyunun yılda ortalama 700–900 kg kaba yeme ihtiyacı vardır. Mera yetersizse kışlık ot, saman ve silaj stoklanmalıdır. 100 başlık bir sürü için yılda yaklaşık 80 ton kaba yem gerekir. Bu yem maliyeti, kârlılığı doğrudan etkiler.
6. Yasal İşlemler Önemli !
İşletmenizi mutlaka İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerindeki TÜRKVET (Hayvan Bilgi Sistemi) sistemine kaydettirin. İdari hizmetler bu sistem üzerinden yürütülür. Eğer TÜRKVET kaydınız olmazsa;
· Hayvanlarınıza küpe takılamaz.
· Küpesiz hayvana aşı yapılamaz, satılamaz.
· Cezai yaptırımla karşılaşabilirsiniz
· Teşvik ve desteklerden faydalanılamaz.
7. Sağlık Planı Hazırlayın: “Tedbir almak tedaviden iyidir”
Koyunculukta kârı belirleyen en büyük unsur sürü sağlığıdır. Hastalık ne kadar erken teşhis edilirse müdahale o kadar etkili olur. Ama en güzeli etkin önlemlerle, hastalığın sürüye bulaşmasına engel olmaktır. Başlıca görülen salgınlar; Brucella, Çiçek, Veba, Şap ve Şarbon gibi hastalıklar olmakla birlikte, Enterotoksemi, Agalaksi, Piyeten ve iç-dış paraziter enfestasyon gibi sorunlar zamanında müdahale edilmezse ciddi kayıplara neden olur. İşletme sahibinin dikkat edebileceği husus olan, ağıl dezenfeksiyon ve hijyenine azami özen gösterilmeli. Sürünün; aşılama programı, tedavi protokolü ve bağışıklığın destekçisi dönemsel beslenme rasyonu konusunda veteriner hekimle yıllık sağlık planı hazırlanmalı.
8. Kayıt Tutmadan Sürü Yönetilmez.
Sürünün tanımlama numaraları (kulak küpesi vb.) ile sürü yönetim sistemine (dijital uygulamalar) yada en azından basit bir takip defterine kayıt altına alınması gereklidir. Kayıtlarda doğum ve ölüm tarihleri, aşılama ve tedavi verileri, verim bilgileri mutlaka olmalıdır. Bu hem seçim yapmanızı kolaylaştırır hem de damızlık kalite takibini sağlar. Dolayısıyla kâr-zarar tablosu kolay analiz edilir. Bugün birçok yetiştirici hâlâ “bu koyun kaç yaşında?”, “kaç koyunun var?”, “sürüye en son hangi aşıyı uyguladınız yada şu koyuna hangi tedaviyi uyguladın?” gibi soruları cevaplayamıyor.
9. İnsan Unsuru: İşgücü
İyi bir çoban, koyunların dilini bilir. İşletmenize sadece kaba iş gücü sahibi değil, hayvan davranışını gözlemleyebilen dikkatli personel gereklidir. Aksi halde doğumda ölümler, sürüde stres gibi kayıplar yaşanır. Sabit personel çok önemlidir. Her çoban değişimi sürüyü olumsuz etkiler.
10. Maliyet ve Karlılık Analizi
Her üretim sektöründe olduğu gibi hayvancılıkta da dikkat edilmesi gereken konuların başında gelir-gider tablosunun iyi analizi gelmektedir. Yatırımcının hem barınak, ekipman ve altyapı gibi sabit hem de yem, ilaç ve işçilik gibi değişken giderleri hassasiyetle hesaplaması, girişime yatırılan paranın zamanla kazanç olarak geri geleceği süre çıkarılması işletmenin geleceği için hayatidir. Ayrıca her yıl yada dönemsel oluşturulan gelir-gider tablosu başarının anahtarıdır.
11. Küçük Başlayın ve Acele Etmeyin
30–50 baş koyunla başlayıp, sisteminizi oturttukça kapasite artırımına gitmek en sağlıklı yoldur. İlk yıl yaşadığınız zorluklar sizi eğitir.
Sonuç olarak koyunculuk; sadece hayvan almakla değil, yukarıda açıkladığımız maddeleri bütüncül bir sistem içerisinde uygulamakla başarıya ulaşır. Veteriner hekim olarak sahada gördüğüm başarılı işletmelerin ortak özelliği planlama ve istikrardır.
Unutmayın, “Sadece Koyun Değil, Bir Sistem Yetiştiriyorsunuz !”